içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

SAVRULDUK - SAVRULUYORUZ

Tek taraflı ve düşüncesiz eylemlerden sonra, kaçınılmaz sonuç; anlamın kayıp olması, kaygılar, kokuşma, sefalet ve felakettir. Bizler de, taktığımız veya takılan at gözlükleri ve medya oyunları ile kontrolsüz şekilde felaketler uçurumuna doğru sürükleniyoruz. Toplumun her katmanında, olaylara duyarsızlaşma, ötekileştirme, dışlama, kendi gibi düşünmeyeni küçük ve değersiz görme hastalığı kronikleşmeye başladı.

Yavaş yavaş değiştik ve dönüştük.

Aslında her şey gözümüzün önünde olup bitiyor. Hem de çığlık çığlığa.

Bazı feryatları duymayız ama hissederiz, bakarız ama gör/e/meyiz. Acıyor, içimiz parçalanıyor ama acı eşiğimizi aştığı için, acının şiddetini, bizde oluşturduğu yıkımları fark edemiyoruz. Yıkımların etkisi yaşamın her alanında engellenemez bir ivme ile devam ediyor. Binlerce yıllık birikim, kültür ve kültürel miras göz önünde yok oluyor. Dil yapısı, gelenekler, inançlar, değerler ve kültürel dokuyu oluşturan her türlü unsur eri/til/y/ip yok oluyor.

Geçen yazımızda paylaştığım P. Neruda’nın Yavaş yavaş ölürler, isimli şiirine devam ediyoruz

Yavaş yavaş ölürler,

İzzetinefislerini yıkanlar

Hiçbir zaman yardım istemeyenler.

Yavaş yavaş ölürler

Alışkanlıklara esir olanlar,

her gün aynı yolları yürüyenler,

Ufuklarını genişletmeyen ve

değiştirmeyenler,

Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,

veya bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ve azar azar dönüşüyoruz, hızla değişiyoruz. Popülist kültürün de etkisiyle, geldiğimiz/getirildiğimiz yeri sorgulayamaz olduk. İçinde bulunduğumuz durumu göremez ve değerlendiremez duruma geldik.

Dünyada zulümler, katliamlar, soykırımlar olurken belli mecraların yönlendirmeleriyle boyandı gözlerimiz. Biz ve bize ait olan her ne varsa yok edilirken, alkış tutmuşuz ve fark edememişiz.

cenini zorla alınan kadın

sen orada kan koklarken

alınan her çaresiz nefeste

anlamını yitiriyor mekân

dört bir yanımız sis

acılar yapay kuş sesine tutulmuş

at gözlükleri ile biz

el aman

bizler de

içte

kırım

kırım

kırılıyoruz

        Adem Karafilik,“Buz ve Lodos”kitabından

Değiştik ve dönüştük. Dilimize, kültürümüze yabancı olduk. Değerlerimizle, nancımızla çatıştık, geçmişimize sataştık. Değerlerimizi, kültürümüzü, bilgi ve inanç birikimimizi bir kenara atıp,  her şeyi şablonlar geçirilmiş mantık ölçüsünde değerlendirmeye, yargılamaya ve sonuçlara ulaşmaya çalıştık.  Unuttuk kimliklerimizi, milli ve manevî değerlerimizi. Yavaş yavaş ritmimizi yavaşlattık. Sonunda tükettik, elimizde avucumuzda, ruhumuzda ve zihnimizde ne varsa. Sonra mı? Bilmediğimiz bir ritmin içinde dans ederken değil, tepinirken bulduk benliği kaybolmuş bedenimizi.

Azar azar azaldık.

Azar azar yok olduk

Bu yazı 117 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum